Kökleri burada, İstanbul’da olsa da Muhammed ve Müjde aslında Torontolu.İstanbul temalı fotoğraflar istiyoruz dediklerinde memleket özlemlerini anlamıştım.
Lütfen onları size biraz anlatmama ve aşka-birlikteliğe dair duyduklarınıza yeni şeyler eklememe izin verin. Onlar bence ‘Çift iken, tek olmak’ın nadir örneklerinden olabilirler. Hayır, gerçekten abartmıyorum. Çok az kişiye nasip olur bu. Çift olmak; ne evli olmaktır, ne sevgili olmak ne de aşık olmak!.. Çok daha başka, çok daha ötesindedir bunların. Hem birbirinin içinde eriyebilmek hem de ayrı varolabilecek kadar kendin kalabilmektir. Yanlış hatırlamıyorsam Mevlana’ya atfedilen, ama yüksek ihtimalle yeni neslin 3. kalite internet şairlerinden birinin sözü olan, değilse bile, çok derin olmasa da güzel anlamlar barındıran bir cümle vardı hani; “insan bu dünyaya yarım gelir, diğer yarısını dünyada bulur” minvalinde bir cümleydi. İşte öyle bir şey…
Siyahlar içindeki Muhammed ve Müjde’yle 4 saatlik bir İstanbul çekimi yapınca, birbirlerini nasıl da güzel tamamladıklarını iliklerime kadar hissettim. Ayrıca çocukluklarını beraber geçirmiş olmaları, onları çok da iyi arkadaş yapmış. Kıkırdayıp durdular çekimler boyunca. Çekimde yanıma ilk defa aileden birini, erkek kardeşimi de aldım. ‘Hayran olunası’ dediğini hatırlıyorum. Sanırım Muhammed ve Müjde’den sonra evliliğe daha sıcak bakıyordur. Daha fazla uzatmadan sizi bu sıcak fotoğraflarla baş başa bırakıyorum…